Sonbaharla birlikte pazarda görmeyi en sevdiğim sebzelerin başında kabak ailesi geliyor. Cenevre'de balkabakları, sukabakları, çeşitli büyüklük ve biçimde süs kabakları her yerden, bazen market tezgahlarından, bazen sokaklara yerleştirdikleri şehir bahçesi varillerden, bazen tarla kenarlarındaki satış noktalarından size el ediyor.
Şimdi yanlış anlaşılsın istemem. Herhangi bir yerde kişisel hizmet almaya ve vermeye alışkın olmayan Cenevre ahalisi, bireye güven üzerine kurulmuş sistemlerine de dayanarak olsa gerek, self-service bir tarla satışı yöntemi belirlemiş. Çiftçinin oğlu, kızı, annesi, emmisi ya da bir allahın kulu bütün gün biri gelecek diye tarla köşesinde beklemiyor, satıcı kimse yok, kabağınızı seçip hemen yanındaki kutuya paranızı bırakıyorsunuz. Alan razı satan razı.
Bu uzun girişten sonra ikebanaya dönecek olursam, bu haftanın konusu morimono olunca, öznesi de kabak oldu mecburen.
Morimono özel bir ikebana aranjmanın adı. Renk, biçim, doku özellikleriyle ilginç olan sebze ve meyveleri, kök, tohum, kozalak gibi normalde çiçek düzenlemelerinde kullanılmayan malzemeleri biraraya getiriyor. Japonya'da neşeli olayları kutlamak için bir sunu, adak gibi de düşünülüyormuş.
Yukarıda gördüğünüz morimono'da sonbahar renklerinin peşine düştüm. Arkadaki tombul sukabağı (sonradan lezzetli bir çorbaya dönüştü gerçi) başroldeydi ama ortamı domine eden koca göbeğini diğer süs kabağıyla, kozalak ve japon feneri çiçekleriyle sakladım. Bu düzenlemede en sevdiğim öğelerden biri yandaki kuru kivi dallarını yankılayacak şekilde yerleştirdiğim alüminyum tel.
Morimono bir tabağın, örtü veya geniş bir yaprağın üzerinde sergilenebileceği gibi, derin vazolar veya ikebana kaplarında da yapılabilir. Üstteki düzenlemede ben babamın el emeği, değerli ahşap tepsimi kullandım. Yandaki ikinci aranjmanda ise farklı bir morimono yaklaşımı görüyorsunuz.
No comments:
Post a Comment